Mustafa Kemal Atatürk'ün Katıldığı Savaşlar

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan Alpagu
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi

Alpagu

Yönetici
Yönetici
12 Tem 2025
7
0
1
Mustafa Kemal Atatürk, askeri kariyeri boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşamasında birçok önemli savaşa katılmıştır. İşte Atatürk'ün katıldığı başlıca savaşlar ve cepheler:




Erken Dönem Görevleri ve Savaşları​



  • 31 Mart Vakası (1909): Henüz Kurmay Yüzbaşı rütbesindeyken, İstanbul'da meşrutiyet karşıtı çıkan 31 Mart Ayaklanması'nı bastırmak için Selanik'ten gelen Hareket Ordusu'nun Kurmay Başkanı olarak görev aldı.
  • Trablusgarp Savaşı (1911-1912): İtalya'nın Osmanlı toprağı Trablusgarp'ı (bugünkü Libya) işgal etmesi üzerine, gönüllü subay olarak bölgeye gizlice giderek yerel halkı örgütledi ve Derne, Tobruk gibi bölgelerde İtalyanlara karşı önemli direnişler gösterdi. Bu, onun ilk askeri başarısı ve gerilla taktiklerini kullandığı ilk savaştır.
  • Balkan Savaşları (1912-1913): Trablusgarp'tan dönünce Balkan Savaşları'nda görev aldı. Özellikle İkinci Balkan Savaşı sırasında Bolayır Kolordusu Kurmay Başkanı olarak Dimetoka ve Edirne'nin geri alınmasında büyük hizmetleri oldu.



I. Dünya Savaşı Cepheleri​



Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'na girmesiyle birlikte, Mustafa Kemal çeşitli cephelerde kritik görevler üstlendi:

  • Çanakkale Cephesi (1915-1916): I. Dünya Savaşı'ndaki en önemli cephelerden biridir. Mustafa Kemal, bu cephede 19. Tümen Komutanı olarak Conkbayırı, Anafartalar, Kireçtepe gibi bölgelerde düşman (İtilaf Devletleri) kuvvetlerine karşı destansı bir direniş gösterdi. "Size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum" sözünü bu cephede söylemiştir. Gösterdiği üstün başarılar sayesinde "Anafartalar Kahramanı" unvanını aldı ve albaylığa terfi etti.
  • Kafkas Cephesi (1916-1917): Çanakkale'deki zaferlerinin ardından Doğu Cephesi'ne, 16. Kolordu Komutanı olarak atandı. Rus ilerleyişini durdurarak Muş ve Bitlis'in geri alınmasını sağladı. Bu başarılarıyla mirlivalığa (tuğgeneralliğe) yükseldi.
  • Suriye-Filistin Cephesi (1917-1918): I. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru Suriye ve Filistin cephelerinde 7. Ordu Komutanı olarak görev yaptı. İngilizlerin ilerleyişini durdurmak için savunma hatları oluşturdu ve Katma Muharebesi'nde önemli başarılar elde etti. Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandığında, ordusunu düzenli bir şekilde geri çekerek Anadolu'nun savunmasında önemli bir rol oynadı.



Kurtuluş Savaşı Cepheleri (Ulusal Bağımsızlık Mücadelesi)​



I. Dünya Savaşı'ndan yenik ayrılan Osmanlı İmparatorluğu'nun işgale uğraması üzerine, Mustafa Kemal liderliğindeki Türk milleti topyekûn bir Kurtuluş Savaşı başlattı. Bu savaş, Türk tarihinin en kritik dönemlerinden biridir.

  • Doğu Cephesi (1919-1920): Kazım Karabekir Paşa komutasındaki XV. Kolordu'nun başarılarıyla Ermenilere karşı mücadele edildi. Atatürk, buradaki düzenli ordu yapılanmasını destekledi.
  • Güney Cephesi (1919-1921): Kuvâ-yi Milliye'nin (yerel direniş güçleri) Fransız ve Ermeni kuvvetlerine karşı mücadele ettiği cephedir (Maraş, Antep, Urfa savunmaları).
  • Batı Cephesi (1920-1922): Kurtuluş Savaşı'nın ana cephesidir ve Yunan kuvvetlerine karşı mücadele edilmiştir. Mustafa Kemal, bu cephede Başkomutan sıfatıyla önemli zaferlere imza attı:
    • I. İnönü Muharebesi (1921)
    • II. İnönü Muharebesi (1921)
    • Kütahya-Eskişehir Muharebeleri (1921): Türk ordusunun taktiksel olarak geri çekildiği, ancak ordunun daha büyük bir yenilgiden kurtarıldığı muharebelerdir.
    • Sakarya Meydan Muharebesi (1921): "Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır." sözünü söylediği ve Türk ordusunun mutlak bir zafer kazandığı savaştır. Bu zafer sonrası Gazi unvanı ve Mareşal rütbesi verildi.
    • Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi (1922): Kurtuluş Savaşı'nın ve Türk bağımsızlık mücadelesinin son ve en büyük askeri zaferidir. Türk ordusunun kesin galibiyetiyle sonuçlandı ve işgal kuvvetlerinin Anadolu'dan tamamen atılmasını sağladı.
Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri kariyeri, sadece savaşlara katılımıyla değil, aynı zamanda stratejik dehası, ileri görüşlülüğü ve liderlik yetenekleriyle de öne çıkmaktadır.